-->

İktisatçılar İçin 5 Ekonomi/Borsa Filmi

Rogue Trader              

1995 yılında İngiltere’nin soylu bankası Barings Bank’ın Singapur ofisinde vadeli işlem piyasalarından sorumlu Nick Leeson, piyasada müşterilerinin ve bankanın parasını adeta kumar oynarcasına yüksek risk alarak borsada para kazanmaya çalışan dealerdır. Hırsına yenik düşen Nick, illegal muhasebesel yöntemlerle banka ve müşterilerinin paralarındaki kayıpları gizlemeye çalışır. Zaman zaman yaşadığı aksaklıklara rağmen
deli cesaretine güvenerek türlü oyunlarda bulunur. Fakat bankasına yaşattığı kayıplar dağ gibi olmuş; artık büyük kumarı oynamanın vakti gelmiştir.
Kendisine Jakarta’da verilen görevleri layığıyla yerine getiren Nick, bankanın ona duyduğu güvenini kullanarak yüksek miktarlarda fonlar elde etmiş, bunu zararını kapatmak için açtığı yeni pozisyonlarda kullanmıştır. Piyasayı yenme iç güdüsüyle hırsına yenik düşen Nick, yaptığı diğer işlemlerde de ciddi zararlar elde etmiş, bankaya açtığı yaklaşık zarar 1 milyar pound olmuştur.
Nick Leeson’un akıl almaz cesareti ve çeşitli zafiyetlerden yararlanarak yaptığı hırslı işlemleri iyi şekilde işlenen Rogue Trader filmini izlemenizi tavsiye ederim… Gelecekte trader olmak isteyenlerin öğreneceği çok şey var bu filmde

Boiler Room(Kazan Odası)

Seth, kiralık evinde kendine ait küçük çaplı bir kumarhane işleten uzun süre önce kötü giden okul hayatından dolayı okuldan atılmış, babasıyla arası hiç de iyi olmayan, uyanık ve meraklı bir gençtir.Kısa yoldan zengin olmayı hedefleyen Seth, bunun için çalışmak yerine; kendine piyango talihlilerini, borsacıları ve kolay yoldan zengin olan meslekleri örnek alır…
Kumarhanesinde işler tıkırında giderken bir gün kapısına zengin, ferrarili müşterilerinden birisi gelir. Müşterileri bir süre sonra Seth’in zekasına hayran kalır ve kendi aracı kurumlarında çalışması için mülakata davet ederler. İçindeki çalışma isteğini ilk günden farkeden, babasına layık olabilmek için işi reddetmeyen Seth iyi bir satış elemanı (Broker) olmak için didinir, çabalar durur…
Ve sonunda iyi bir broker, iyi bir komisyonla hisse senedi satıcısı olmuştur fakat şirkette tuhaf şeylerin olmaya başladığını farkeder. Şirketin müfettişi her gece tonlarca kağıdı çöp yapıyor, halka arz edilecek hisseler sadece boş birer dükkandan ibaret olduğunu anlıyor, aslında kendilerinin kullanıldığını, yaptığı işin doğru olmadığını düşünmeye başlıyor. Ardından başına gelen sayılarca ibretlik olaylar…
Film insanların zengin olma dürtüsünün insanlara neler yaptırabileceğini gösteren, yönetmen tarafından kurgulanan bir olayla anlatılmak istenmektedir.

Too Big To Fail

Her şey, finansal sistem üzerinde yapılan serbestleşme (deregülasyon) ile başlar. Bunu, deregülasyonları insanlara kabul ettirmek için günümüzde de çok kullanılan ajitasyon aracıyla ( Amerikalıları ev sahibi yapmak, işlerini geliştirmek, ticareti canlandırmak vs.) kabul ettirilir. Ve sonunda ticari ve yatırım bankalarının küresel boyutta benzeri görülmemiş bir büyüklükte kurumlar açmasına izin veren yasa onaylanır.



Margin Call

2008 yılında yaşanan küresel finansal krizi anlatmak için çekilmiş filmlerden bir tanesi…Ünlü bir yatırım şirketinin kriz öncesinde yaşadığı finansal zorluklar sonrasında hızla işçi çıkartmaya devam eder. İşçi çıkartmaları o kadar yüksek boyutlara gelirki artık şirketin risk yönetim müdürü Eric Dale çıkarılmak zorunda kalınır. Risk yönetim müdürü Dale uzun süredir üzerinde çalıştığı risk yönetim modellerini tamamlaması işinden ayrılırken Peter Sullivan’a verir. Genç analist Peter gecesini gündüzüne katarak modeli tamamlar. Sonuçlar çok vahimdir: Yatırım bankasının ertesi gün batacağına dair sinyaller…
Tüm ekibin gece boyunca bankayı kurtarma operasyonunu anlatan bu filmde sistemdeki ahlaki zafiyetlere yer vermekte ve firmaların kâr dürtüsü için yapabileceklerini gözler önüne sermektedir. Filmin en can alıcı sözleri klasik wall street mantığını yansıtan “Be first, be smarter or cheat” hızlı ol, zeki ol ya da hile yap repliği olmuştur.

İç İşler (Inside Job)

Oscar a aday olmuş yönetmen Charles Ferguson, İç İşler ile, hâlâ dünyayı kasıp kavurmakta olan 2008 ekonomik krizinin perde arkasındaki akıl almaz gerçekleri ilk defa gözler önüne seren bir filme imza atıyor. Faturası 20 trilyon doları aşan kriz, milyonlarca insanı evsiz ve işsiz bırakarak mağdur etti. Film, derinlemesine araştırmaların yanı sıra finans dünyasının önemli isimleriyle, politikacılarla ve gazetecilerle yapılan dudak uçuklatıcı röportajlar üzerinden arsız bir endüstrinin gelişimini takip ediyor. Aynı zamanda da siyasetin, düzenlemelerin ve akademinin yozlaşmasıyla sonuçlanan yıkıcı ilişkiler ağını açığa çıkarıyor. Matt Damon tarafından seslendirilen film yalnızca ABD ile sınırlı kalmıyor, İzlanda, İngiltere, Fransa, Singapur ve Çin’e de giderek, her birimizin hayatını etkilemekte olan yoz ve açgözlü sistemin resmini bir bütün olarak çiziyor. Bu, olayları parça parça gazetelerde okumaktan çok farklı bir his; uyandırıyor, sarsıyor. Ayrıca birçok üniversite öğrencisinin çalışmak istediği denetim şirketleri, bankalar, finansal aracılar, sigorta şirketleri hakkında çarpıcı gerçekler gözler önüne seriliyor.


  • Hiç bir filme yorum yapmak istemiyorum çünkü her film farklı olduğu için hepsi ayrı bir ekonomik sorunu,ekonomik bilgi içeriyor bu yüzden hepsi farklıdır yorumlarınızı bekliyorum.

0 yorum